Türkiye Büyük Millet Meclisi Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyon Katip Üyeliği görevi olan Prof. Dr. Sefer Aycan “Elbette uzun vadede yapılması gereken işler vardır ama bunlarla ilgili zaman kaybedecek durumumuz yok, bir taraftan da acil önlemler alınması gerekiyor. Bugün bununla ilgili özellikle söz almış bulunuyorum. Sağlık Bakanlığımızın bir an önce devreye girerek önlemler alması gerekiyor. Yapılan çalışmalar şunu gösteriyor ki sağlık çalışanlarına yönelik şiddet daha çok acil servislerde, 112 çalışanlarına yönelik ve devlet hastanelerinde yaşanmaktadır. Bu şiddet uygulayan kişiler genellikle de hasta yakınlarıdır. Onun için, bir an önce acillere yönelik önlem alınması gerekir. Türkiye’de özellikle kamu hastanelerindeki acillerde yaşanan yoğunluk hem hizmet almayı etkilemekte hem de burada çalışan sağlık çalışanları için önemli bir risk teşkil etmektedir. Bir an önce buradaki yoğunluğu azaltıcı tedbirler almak gerekir. Bunun da çözümü, özellikle hasta bakımının birinci basamakta ve ikinci basamakta sağlanması gerekir. Acillerin gerçek bir acil olarak çalışması için buradaki yoğunluğu azaltmak gerekir. Acilleri normal poliklinik ihtiyacını karşılayan yerler olarak görmemek gerekir, gerçek acillere hizmet edilen yerler olduğunda hem yoğunluk azalacak hem hizmet kalitesi artacak hem de bu şiddet olaylarıyla karşılaşılmayacaktır. O yüzden, Türkiye’nin sağlıktaki bence en önemli sorunu, birinci basamaktaki hasta bakımı kalitesini artırarak özellikle hastane acillerinde yaşanan sorunu azaltmaktır.”
Hekimlere yönelik algı konusuna da değinen Aycan “Bir diğer konu da özellikle hekime yönelik algıyı yönlendirmemek gerekir. Hekimi sürekli çok para alan fakat hizmet etmeyen hatta aralarında kalite farkı varmış gibi söylemlerle tüm sağlık sorunlarının sebebi gibi göstererek hasta yakınlarıyla karşı karşıya getirmemek gerekir. Ve bu tür şikâyet hatlarının da, özellikle 184 şikâyet hattının da kaldırılmasını öneriyorum.” dedi.
Aycan sözlerini söyle tamamladı: “Bir diğer konu da, tabii ki bunlar yapılırken, hastanedeki güvenlik personelinin donanımının yetersizliği nedeniyle korumada etkin olamadığını biliyoruz. Ya bunların sayıları ve donanımları artırılmalıdır ya da hastanelerde özellikle polis bulundurulmasının ve acillerdeki emniyet kuvvetlerinin koruyucu amaçlarla bulunmasının sağlanması gerekir. Tüm bunlar yapıldığında daha kaliteli bir sağlık hizmeti sağlanacaktır. Bunlar yapılmadığında sağlık çalışanlarının çalışma hayatlarındaki bu olumsuzluklar Türkiye’deki sağlık hizmetlerinin sunumunu, kalitesini etkileyecektir. Bu yüzden Sağlık Bakanlığını bir an önce önlem almaya davet ediyorum.”
Editör: TE Bilişim