KÜLTÜR-SANAT

Beyrut’ta Bir Fransız Oteli Çerkes Şair ve Şair Bir Kadın

Çerkes kökenli olan Mahmud Sami Barudi’yi bir yüz yıl sonra Beyrut’ta bir Fransız otelinde Lübnanlı şair bir hanımdan dinlemek çok güzeldi.

Abone Ol

  
Aşktan konuşmak içim dudak açtım.
Lakin sır perdesini daha sırlı etti.
                                             ( Lale-i Tub , M.İkbal )
 
‘Aşkın Büyüsü’ şeklinde Türkçe’ye tercüme edilebilecek olan bir şiir kitabı  bulunan Dr. Mey Murad , Ordu İlimizin tabiat güzelliği hakkında , bundan üç sene önce gerçekleşmesine yardımcı olduğum Ordu Arap zirvesine gelmiş ve bir şiir kaleme almıştı. Ve daha sonra bu şiiri Beyrut’ta yayınlamıştı.
 
 
Söz zevki canımı kan etti.
Istırap , yolu parıltılarla aydınlık etti.
 
                                        ( Lale-i Tub , M.İkbal )
 
 Arap şiirini 21.Yüzyılda yeniden uyandıran ve klasik anlayış ile farklı bir şiir zevki oluşturan Mahmud Sami Barudi,Zehavi ve Ahmed Eşşevki vs gibi şairler hakkında şiirin dirilmesi şeklinde bir derleme  hazılayan Arif Haccavi ,söz konusu kitabında  1952 Yılında Newyork’ta gerçekleşen 33 : 4 adında garip bir müzikalden bahseder. Bir sanatçının piyanonun başına gelip oturduğunu, notaları önüne koyduğunu , ancak 33 dakika ve 4 saniye hiçbir şey yapmadan beklediğini ve bir müddet sonra dinleyicilerin büyük bir edeple orkestrayı ve piyanonun başındaki sanatçıyı  alkışladığını anlatmaktadır. 
 
Sanat ve zevkte bir Fransız ekolü mensubu gibi davranan ve sıkı sıkıya bir kısım  prensiplere bağlı olan Mahmud Sami Barudi’yi Beyrut’ta ki bu şiir tadında ki otelde, şiirleri ile anımsıyor  ve yad ediyoruz.
 
Bu şair dostum (Dr.Mey Murad ) geçen hafta , facete anlamlı bir video paylaştı . Onun paşlaştığı bu videoyu yazı konusu yapmayı uygun buldum. Sözkonusu bu videoda, Suudi Arabistanlı bir delikanlı uluslararası bir toplantıda, İsrailli bir genç ile yan yana olmayı kabul etmeyip , yerini değiştiriyordu. Bu delikanlının gösterdiği  davranışı maalesef kendi ülkesinin idarecileri gösterememiştir.
 
Mısırlı ünlü edebiyatçı Taha Hüseyin , Cahiliyye şiiri adlı meşhur eserinde , Arapları Arab-ul Aribe ve Arabul Musta’rebe şeklinde iki kısma ayırmakta, Arap yarımadasında var olan Arapların Arab-ul Mus’ta’rebe ( sonradan Araplaşmış ) olduğunu ve bunların bir çoğunun hırıstiyan ve Yahudi kökenli olduğunu yazmaktadır.
 
Bu sözler büyük sözlerdir. Suudi Arabistan ve körfez ülkeleri gibi ülkelerde var olan rejimlerin, bugünkü  batı ve İsrail sevgisini anlamak, zannedersem bu cümleleri anlamaktan geçmektedir.
 
Taha Hüseyin’in bu sözlerine karşı , Ahmed Susa gibi sosyal mühendis ve yazarlar , Arab Yahudiler fikrine karşı çıkmıştır. Ahmed Susa’nın Bu kavram yerine ken’ani isimini kullandığı ‘Arap ve Yahudilerin Ortak Tarihi’ adlı kitapda görülecektir.
 
Arif Haccavi  2009 Yılında Mısır İskenderiyede katıldığı uluslar arası bir toplantıda , genç bir Tunuslu edebiyatçının kendisine klasik fikirleri sebebiyle sert tavırlar sergilediğini , ancak ; edebiyat topluluğuğu olarak İskenderiye şehrinde son akşam katıldıkları ve Lubnanlı tiyatrocuların modern fikirlerini anlatan bir tiyatro gösterisini sabırla izlemesinin ardından , Tunuslu bayanın kendisinden özür dilediğini anlatmaktadır.
 
Hayatta izzet ile yaşa ,
 
Dünyada sevmediğim şeylere razı oldum.
İnsan yoktur ki, zamanın kollarına uzanmış olmasın.
 
                                       (  Şiirin İhyası,  M. Sami Barudi )
 
Bazılarının Kendisine şiirde gerici dediği, ancak; birçok edebiyatçının Arap şiirini tekrar uyandırdı şeklinde tarif ettiği Mahmud Sami Barudi , ne yazık ki  Arap şiirini uyandırmış, ancak , Arap ruhuna dokunamamıştır. Onların bu Araplık ruhu altından Yahudilik ses vermiştir. Her ne kadar M.Sami Barudi onlara ‘ izzetle yaşa !’ dediysede , onların  İzzetle değil , zilletle yaşamak paylarına düşmüştür.
 
Kur’an-ı kerim : ‘ Doğrusu Araplar küfür ve fitnede daha şiddetlidir.’
Demektedir.  ( Kur’an-ı Kerim )
 
Aslında Çerkes kökenli olan Mahmud Sami Barudi’yi bir yüz yıl sonra Beyrut’ta bir Fransız otelinde  Lübnanlı şair bir hanımdan dinlemek çok güzeldi.
 
Herkese selam ve sevgilerimle …
 
Not: Geçtiğimiz hafta Kazakistan’da bulunan Ahmet Yesevi Üniversitesinden gelerek bana Kazak Türklüğüne ait bazı kitablar ve hediyedeler getirmiş olan Kenan Semiz Bey kardeşime çok teşekkür ederim.

Zekai GÜL