Büyükşehir Eylül Ayı Olağan Meclisi Toplandı Büyükşehir Eylül Ayı Olağan Meclisi Toplandı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'İnsan İçin Orman, Ekonomi İçin Orman' programına katıldı. Ankara Arena Kapalı Spor Salonu'nda gerçekleştirilen etkinlikte hitap eden Erdoğan, tabiat turizminde dünyanın ilk 5 ülkesi arasına girmeyi planladıklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "81 ilde tabiat turizmi seferberliği başlatıyoruz. Türkiye son 14 yılda orman konusunda adeta devrim gerçekleştirmiştir. Orman varlığımızı 1,5 milyar hektar artırarak dünyada ilk sıralarda yer aldık. Tabiat bize Allah’ın bir emanetidir. Tabiatı hoyratça yok etmek, bu emanete hıyanet etmektir. Şehirlerimizin etrafı çirkin gecekondularla dolarken dahi her gecekondunun bahçesine ağarlar ve çiçekler dikilmiştir. Açıkçası bu gecekondular şehirlerimizi adeta istila eden beton, çelik ve cam yığını binalardan daha kişilikli, daha şahsiyetli daha özgündür. İnsan fıtratına daha uygun yapılarla tanışacağımız günler yakındır" diye konuştu.

ERDOĞAN'DAN KILIÇDAROĞLU'NA: BUNUN YALANLARININ FRENİ YOK

Türkiye'nin yaşadıklarından alınan dersle yönetim sisteminin değiştirildiğini belirten Erdoğan, "Türkiye istikrarını kaybetmesin, diye yönetim sistemini değiştiriyoruz. Anayasa değişikliğinin ne getirdiği ne götürdüğü bellidir. Bu metni okumaya dahi tenezzül etmemiş bir muhalefet anlayışı var. Ana muhalefet partisi başkanı, 'Cumhurbaşkanı ve başbakan başka partiden olursa kavga çıkar' diyor. Biz de böle olmasın diye cumhurbaşkanı ve başbakanı birleştiriyoruz. Metni dahi okumamışsın. Öyle yalanlar, iftiralar ortaya atıyorlar ki insanın havsalası almıyor. Önceki gün 'Cumhurbaşkanı tüm lokantaları kapatabilir' diyor. El insaf, yalanın da palavranın da bir haddi hududu olur. Bunun yalanlarının freni yok. Şimdi sıra ne zaman boyacılara, simitçilere, çekirdekçilere gelecek diye bekliyorum. Biz, cumhurbaşkanlığı sistemini herhangi bir yeri kapatmak için değil, ülkenin ve milletin önünü açmak için getiriyoruz" dedi.

"MUHALEFETİN DERDİNİ ANLADIK, AVRUPA ÜLKELERİNE NE OLUYOR?"

Anayasa değişikliği referandumu üzerinden Avrupa ülkelerini eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Biz muhalefetin derdini anladık. Peki, bu Avrupa ülkelerine ne oluyor? Avrupa ülkelerinin 16 Nisan konusundaki duruşları bizim muhalefetten daha sert, daha haşin, daha yaralayıcı. Bakanlarımızı ülkelerine sokmamak için her türlü diplomatik teamülü çiğnemekten, 2 saatte OHAL ilan edecek kadar her yola başvuruyorlar. Kaldı ki Avrupa'da belediyeler OHAL ilan edebiliyor. Böyle yetki var. Bizim ilan ettiğimiz OHAL beyleri rahatsız ediyor. İşinize bakın işinize. Türkiye'deki halk oylamasından hangi sonucun çıktığı sizi niye bu kadar ilgilendiriyor? Onlar da Türkiye'de yönetim sisteminin değişmesinin sonuçlarının gayet iyi farkındalar. Onlar iyi farkındalar da bizimkiler hala farkında değil"

"NE YAPARSANIZ YAPIN TOPUNUZ GELİN"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Geçmişte 'hasta adam' dedikleri bu ülkeyi bir türlü mezara gömüp, başına taş dikemediler. Şimdi bu ülkenin yeniden dirilişine şahit olmak elbette onlara acı geliyor. Tayyip Erdoğan'ın Rotterdam'da dev posterleri dükkanlara asılmış. Gelmiş Hollanda polisi onları söküp, atıyor. Öbür tarafta AB'de PKK terör örgütü yasak olduğu halde, kendileri de bu yasağı destekledikleri halde onun başındaki zatın pankartlarıyla, posterleriyle Rotterdam caddelerinde onların polislerinin koruması altında gösteriler yapıyorlar. Almanya'da da aynı şeyi yapıyorlar. Ne yaparsanız yapın. Topunuz gelin. Bu millet 16 Nisan'da gereğini sizlere gösterecektir"

"YERLERDE SÜRÜKLENEN HÜSEYİN KURT KARDEŞİMİN HESABINI SORACAĞIZ"

Hollanda ile yaşanan diplomatik krize ilişkin açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Yıllarca bize AB kriterleri diyerek, dayattıkları ne varsa şimdi hepsini kendileri ayakları altına alıyor. Şu 16 Nisan bir bitsin. 16 Nisan bittikten sonra masaya oturacağız, konuşacağız. Bu devran böyle yürümez. Gereği neyse Türkiye olarak da biz bunu yaparız. Hollanda'da yerlerde sürüklenen benim Hüseyin Kurt kardeşimin hesabını soracağız. Yerlerde sürüklenenler aynı zamanda AB kriterleridir. Bunun hesabını da onların vermesi lazım" dedi.

"İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİNİN IRKÇI, FAŞİST, ZALİM AVRUPA'SI"

Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin yüzlerindeki maskenin düştüğünü söyleyen Erdoğan, "Gerçek suratları ortaya çıktı. Benim oradaki vatandaşımı, aynı zamanda senin de vatandaşın ata, ite nasıl sen yedirirsin sen? Böyle bir şey olabilir mi? Bunun insanlıkla ne alakası var? Bunlar insanlıktan nasibini almamış. Bunlarda insanlık yok. Bunlarda vicdan, merhamet yok. Bunların elinde silah yok, sadece Türk bayrağı var. Bu Avrupa, İkinci Dünya Savaşı öncesinin ırkçı, faşist, zalim Avrupa'sıdır. Bu Avrupa, Ortaçağ'ın Türk ve İslam düşmanı Avrupa'sıdır. Avrupalılar önce Suriye meselesinde ardından 16 Nisan konusunda ortaya koydukları tavırla kendi maskelerini kendi elleriyle yırtmışlardır" diye konuştu.

"MERKEL, BIRAKMAMIZI İSTEDİ; 'BİZDE YARGI BAĞIMSIZDIR, BIRAKAMAYIZ' DEDİM"

Alman medyasında yer alan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği mensubu imamların, Türkiye adına casusluk yaptıklarına dair haberlere de tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Terör örgütlerinin hepsine kucak açan Avrupa ülkelerinin, Diyanet İşleri Başkanlığı'mızın imamlarına tahammül edememeleri hep aynı karın ağrısının eseridir. Diyanet İşleri Başkanlığı'mızın imamlarına ajan muamelesi yapıyorlar. Ondan sonra 1 ay İstanbul'da, Alman Konsolosluğu'nda ajan terörist saklanıyor. Şansölye Merkel, burada ziyaretime geldiğinde onu bırakmamızı istiyor. Dedim ki 'Bizde yargı bağımsızdır, bırakamayız'. 'Ben size 4 bin 500 terörist dosyası verdim, nerede neticesi' dedim. Hani cevap? 'Bak kaç yıl oldu vereli' dedim. 'E yargı' dedi. 'He, bizde de yargı; kusura bakmayın' dedim. Siz vurdunuz mu? Kusura bakma size de vururlar. Siz bize nasıl davranırsanız bizden de aynı muameleyi görürsünüz"

"AB ÜYELİK SÜRECİYMİŞ, GERİ KABUL ANLAŞMASIYMIŞ; BİTTİ O İŞLER"

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesi halinde çok daha farklı bir Türkiye'nin doğacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Bundan sonra ülkemizde, çeşitli sıfatlar altında ajanlık yapan hiçbir Avrupalıya izin verilmeyecektir. İster şahıs olsun isterse kurum olsun. AB üyelik süreciymiş, geri kabul anlaşmasıymış; artık hiçbiriyle bizi tehdit edemeyecekler. Bitti o işler. 16 Nisan'da şu cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine bir geçelim; ondan sonra çok daha farklı bir Türkiye doğacak. Bunu bilelim. Çünkü 2023 hedeflerimize ulaşmamızdan öylesine endişe ediyorlar ki bunun garantisi olarak gördükleri 16 Nisan halk oylamasında aleni taraf haline geldiler. Bakıyorsunuz Alman milletvekilleri, sana ne; avucunun içerisine 'Hayır' yazmış. Onunla dolaşıyor. Size ne? Korkunun ecele faydası yok"

 
Editör: TE Bilişim