15 Temmuz gecesi “darbe girişimi” ile ilgili haberi yapmadan hemen önce “Türkiye’de darbeye sonsuza kadar karşıyız” başlıklı yazımı yazdım ve yayına koydum.
Yazımı yayınlamak için sabahı beklemedim, çünkü
Tepkimi en başında, daha kimin kazanacağını bilmeden yayınlamalıydım.
Değerli olan buydu…
Darbe girişimi başarılı da olsa, başarısız da olsa “darbeye karşı olduğumun” bilinmesiydi önemli olan.
Beklemek samimiyetsizlik olurdu.
Korkaklık, ürkeklik, pısırıklık olurdu beklemek…
Beklersem en az “darbeciler” kadar suçlu hissederdim kendimi.
2 darbe bir muhtıra geçirmiş güzel ülkemin demokrasiye geçmek için verdiği onca mücadeleye haksızlık etmiş olurdum.
… ki buna kendi mücadelem de dahil!
…
İsmet Berkan yazmış aslında aklımdakileri…
Benden bir gün sonra…
Diyor ki İsmet Berkan:
“Dur bir şey söylemezden önce kimin kazanacağını bir göreyim” dediysen, sen de darbecisin.”
O sınıfa girmek istemedim.
Kimin kazanacağına göre değil neyin doğru neyin yanlış olduğuna göre karar vermek istedim.
Bize yakışan
Demokrasinin yanında,
Darbecilerin karşısında olmaktı…
Kazanan “darbeciler de” olsa bize düşen o zalimlerin karşısında dimdik yer almaktı.
Onu yaptık…
Darbeciler kazansaydı,
Şimdi halim nice olurdu
Onu bilmiyorum…
…
Demokrasi mücadelesine başladığımda takvimler 1997 yılının Temmuz ayını gösteriyordu.
16 yaşındaydım daha…
12 Eylül’ün “siyasi yasaklı” yaptığı Demirel, Erbakan, Türkeş ve Ecevit’in tekrar siyasete dönmesi için il il, miting miting gezdim…
Siyasetçileri ancak millet indirirdi siyaset sahnesinden…
Darbecilerin böyle bir hakkı olmamalıydı…
Kıl payı da olsa yasakların kalktığı gün büyük bir gurur kaplamıştı yüreğimi…
Siyasete dönmeleri için mücadele ettiğim dört lider de şimdi hayatta değil.
Millet bir kısmını erken bir kısmını geç de olsa siyaset sahnesinden indirdi.
Bize yaptığımız demokrasi mücadelesinin gururu kaldı.
O günleri hatırladıkça halâ bir sıcaklık kaplar içimi.
Mutlu olurum…
…
Bu gün yine…
Darbecilere karşı demokrasinin yanında yer almanın gururunu taşıyorum.
İsmet Berkan’ın yazdığı gibi;
“Kimin kazanacağını bir göreyim” demediğim için,
Tam vaktinde,
Olmam gerektiği yerde,
Durduğum için,
Çok mutluyum…
…
Keşke bu halk…
Adnan Menderes idam edilirken de sokaklara dökülebilseydi.
12 Eylül’de de darbecilere karşı dimdik durabilseydi..
O zaman…
15 Temmuz hainleri
Belki de buna asla cesaret edemeyeceklerdi.
Her şeye rağmen…
Demokrasiye sahip çıkan,
Milletimle Gurur Duyuyorum…